Philips firması, çeşitli fiyat kategorilerinde LCD TV üretmektedir. Bazıları küçük ve küçük bir dizi fonksiyona sahipken, diğerleri büyük matrislerle donatılmış oturma odasını bir tür gerçek sinemaya dönüştürebiliyor.
2004 yılında patenti alınan Ambilight teknolojisi, Philips TV'lerin bir tür "arama kartıdır". Embilight, daha önce bilinen diğer arka aydınlatma sistemlerinden renkli olmasıyla farklıdır. Cihazın arka tarafında bulunan kırmızı, yeşil ve mavi ledlerin parlaklığı ekrandaki görüntünün renk tonuna göre otomatik olarak ayarlanır. Bu tür TV'lerin en gelişmiş modelleri, ekranın köşelerinde ve yanlarında bulunan renk tonlarına bağlı olarak LED'lerin farklı bölümlerini ayrı ayrı kontrol eder.
Aurea sistemli televizyonlar daha da ilgi çekici. Burada Ambilight'ın aksine sadece cihazın arkasındaki duvar değil, ön paneli de aydınlatılıyor. Bu, görüntüyü arka plandan ayıran "kenarlığı" neredeyse görünmez yapmanızı sağlar.
Ancak arka aydınlatma, Philips TV alıcılarının tek avantajı değildir. Bunların en büyüğü, standart bir Ethernet kablosuyla DHCP'li bir ev yönlendiricisine veya modem yönlendiricisine bağlanma yeteneğine sahiptir. Ve TV'de bir tarayıcı başlatmak işe yaramayacak olsa da, kullanıcı Youtube'dan videoları büyük ekranda izleyebilir. Ve aynı yönlendiriciye bağlı bir Linux veya Windows bilgisayarı açar ve üzerinde dosya sunucusu programını çalıştırırsanız, bu bilgisayarda depolanan tüm fotoğrafları görüntüleyebilirsiniz. Yönlendirici kullanmayanlar için sıradan flash sürücülerden fotoğrafları görüntülemek mümkündür.
En ucuz ve en küçük Philips LCD TV'ler bile arkadan aydınlatması, ağ kartı veya USB bağlantı noktası olmayan sıra dışı özelliklere sahiptir. Bu fiyat aralığındaki bazı cihazlarda DVI girişleri bulunur. Böyle bir televizyon alıcısı sadece mutfakta değil, bilgisayar masasında da (bilgisayarın video kartında DVI çıkışı varsa) bir yer bulacaktır. Daha sonra dönüşümlü olarak TV, ardından monitör olarak kullanılabilir.