Çağımızda, beslenme ile ilgili akut bir sorun var. Bu hacimle değil, kalitesiyle ilgili. Birçok gıda sınıflandırması ve etiketi vardır. Çoğu zaman, alıcı ürün ambalajında ne yazdığını tam olarak anlamaz: dijital ve harf formatlarında bazı kodlar. Ancak tüm bu tanımlamalar, satın almak istediğiniz ürünün tam bir resmini verir. En yaygın olanı barkoddur. Doğrudan paketin üzerinde bulunur.
Talimatlar
Aşama 1
Başka bir isim barkoddur. Üzerinde sayıların ve harflerin uygun sırada yer aldığı kontur ve şeritler şeklinde bir grafik görüntüdür. Belirli bir ürünle ilgili tüm bilgileri tanımak için onu kullanan bilgisayar sistemleri için gereklidir. Çok kullanışlı ve pratiktir. Ayrıca barkod kullanılarak ürün üreticisinin ülkesi tanınır.
Adım 2
Hemen hemen her gelişmiş ülkenin, ambalaj üzerinde sayılarla ifade edilen bu tür kendi kodu vardır. Ancak zamanla, barkod başka bir atamanın yerini almaya başladı. Tüm ülkelere uygun bir kod yapısının benimsenmesi ile ürünlerde yeni bir dönem başlamıştır. Önce Avrupalı, ardından Uluslararası Ürün Numaralandırma Birliği'nin değişen statüsüyle mümkün oldu.
Yeni kod, Amerikan UPC (Evrensel Ürün Kodu) koduna dayalı olarak geliştirildi. Yeni, dünyaca ünlü EAN kısaltması bu şekilde hayat buldu. Daha sonra EAN 13'e taşındı (bu, basamak sayısından kaynaklanmaktadır).
Ayrıca, yaygın inanışın aksine, ürünün dijital kodunun pratikte hiçbir şey ifade etmediğini de belirtmek isterim.
Aşama 3
Günümüzde, örneğin Aztek Kodu, Veri Matrisi, Microsoft Etiketi vb. gibi çok sayıda çeşitli kod geliştirilmiştir.
EAN kodunda ilk sırada yer alan ilk üç hane, ürünün uyruğunu gösterir. Örneğin: 460-469 kodunun sermaye numaraları Rusya'ya, 482 ise Ukrayna'ya atanmıştır.
Sonraki 4-6 basamak, bu ürün için üreticinin veya satıcının kodunu gösterir.
Kalan 3-5 hane ise ürünün kendisini kodlamak için üretilir. Son basamak olan 8, tarayıcının vuruşları doğru okuduğunu kontrol etmek için kullanılır.